İklim değişikliği, tüm dünyayı etkileyen ve giderek daha fazla hissedilen bir sorun haline gelmiştir. Çevremizdeki doğa olaylarından günlük yaşamımıza kadar birçok alanda iklim değişikliğinin etkilerini görebiliyoruz. Bu küresel mesele, yeni bir kaygı türünün ortaya çıkmasına sebep olmuştur: eko anksiyete veya eko kaygı.
Amerikan Psikoloji Derneği’ne göre, iklim değişikliğinin kaçınılmaz etkilerinin izlenmesi, sürekli çevresel felaket korkusu ve geleceğe dair endişelere yol açar. Bu kaygı türü, bireyin hem kendisi hem de gelecek nesiller için duyduğu endişeyi kapsar. Eko anksiyete, henüz bir hastalık olarak tanımlanmasa da, önemli bir kaygı çeşidi olarak modern dünyada yerini almıştır.Normalde kaygılar, genellikle mantıksız korkulardan kaynaklanırken, eko anksiyete durumunda kaygılar, gerçekleşmesi mümkün olan olumsuz çevresel olaylarla bağlantılıdır. Bu durum, kaygının ciddiyetini gözler önüne serer. İklim değişikliği ve çevresel koşullar hakkında düşünürken, sinirlilik, endişe, korku, düşünceleri kontrol edememe ve uyku problemleri gibi belirtiler iki haftadan uzun süre devam ediyorsa, kişi eko anksiyete yaşıyor olabilir.Eko Anksiyete Kimlerde Görülür?Eko anksiyete, özellikle çevresel sorunlara duyarlı ve bu konuda bilinçli olan gençler ve çocuklar gibi gruplarda daha fazla görülür. Ayrıca çocuk sahibi olan yetişkinlerde ve çevre hassasiyeti yüksek kişilerde de bu kaygı türü yaygındır. Küresel ölçekte eko anksiyetenin yaygınlığı hızla artmaktadır. Örneğin, Birleşik Krallık’ta yaşayanların %85’i iklim değişikliği konusunda endişeli olduklarını belirtmiştir. Türkiye’de ise halkın %40’ı çevre temizliği konusunda ülkelerinin geleceğiyle ilgili kaygı taşımaktadır. Bu oranlar, eko anksiyetenin küresel bir sorun haline geldiğini göstermektedir.Eko Anksiyetenin Faydaları ve Mücadele YöntemleriDiğer kaygı türlerinden farklı olarak, eko anksiyete, çevresel sorunlara karşı mücadeleye teşvik edici bir işlevsellik taşır. Eko anksiyeteyle başa çıkmanın yolları arasında, çevresel olaylar hakkında daha fazla bilgi edinmek ve iklim değişikliği ile mücadele etmek için aktif bir şekilde harekete geçmek yer alır. Çevresel örgütlerde yer almak, sorumluluklarımızı yerine getirmek bu kaygıyı yönetmede etkili olabilir.Bunun yanı sıra, çevresel felaketler ve olumsuz senaryolar hakkında aşırı bilgi almak ve sosyal medya içeriklerine maruz kalmak, eko anksiyeteyi daha da artırabilir. Bu nedenle, bu tür içeriklere maruziyeti sınırlamak, kaygının şiddetini azaltmada faydalı olacaktır. Kendi karbon ayak izimizi azaltma, doğada vakit geçirme ve çevresel felaketlerle nasıl başa çıkılabileceğini araştırma gibi adımlar, eko anksiyeteyle mücadelede yardımcı olabilir.Sonuç Olarak: Eko Anksiyete ile Başa ÇıkmakEko anksiyete, çevreye duyarlı olan ve dünya geleceği konusunda sorumluluk taşıyan her bireyin yaşayabileceği bir kaygıdır. Ancak, bu kaygı günlük yaşamınızda işlevselliğinizi etkileyebilecek düzeye geldiğinde profesyonel destek almak önemlidir. Farkındalık temelli meditasyonlar veya sanat terapisi gibi yöntemler, eko anksiyeteyle başa çıkmanıza yardımcı olabilir.Uzm. Kl. Psk. Ayşenur AldırmazDoktor SitesiUnutmayın, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için bireysel çabaların yanı sıra toplumsal ve siyasi düzeyde de çalışmalar yapılması gerekmektedir.